Bir an için umutlanmıştım / İbrahim Kızar

Katar'daki suikast girişimi sonrası, belki bu kez Arap ve İslam ülkeleri silkelenip kendine gelir diye umutlandım. Ama nafile! Yine toplandılar, kınadılar, vurguladılar, ifade ettiler... Ne yapacaklarını değil, olanı anlattılar. Olanı zaten hepimiz biliyoruz. Bize artık haber değil, hamle lazım. Laf değil, irade lazım. Toplantı değil, direniş lazım! Siyonist teröre karşı ne yapacaksınız? İşte bütün mesele bu. Gerisi kelam-ı kifayetsiz…

Bir an için umutlanmıştım / İbrahim Kızar

Doğruya doğru...
Katar’ın başkenti Doha’da Hamas heyetine yapılan saldırıdan sonra, İslam ve Arap devletlerinin aşağıya doğru serbest düşüşleri acaba son mu buldu, dibe vardılar mı, diye düşünmüştüm. Düşüş sona erdiğine göre, belki kalkıp silkelenir, kendilerine gelirler mi diye... Yapılan açıklamalara da bakarak biraz umutlanmıştım.

Heyhat, heyhat!

Yine toplandılar. Durum tespitlerini yaptılar, şiddetle kınadılar, altını çizdiler, vurgu yaptılar. "Uluslararası hukuka darbedir" dediler, "gözler önüne serdik", "işaret ettik", "ifade ettik" diye sıraladılar. "Takdirle karşıladık", "uluslararası toplumu önlem almaya çağırıyoruz", "olmayan, olmayacak bir barış sürecine katkı bekliyoruz", "talep ediyoruz", "reddediyoruz" dediler… Ve zafer kazanmış bir komutan edasıyla uçaklarına binip memleketlerine döndüler.

Yahu Allah aşkına! Koca koca adamlar toplandılar; Siyonist terör şebekesinin iki senedir yaptıklarını ve ileriye dönük hedeflerini, birbirlerine ve benim gibi, belki bir umut diye bu toplantıyı takip edenlere anlattılar da gittiler.

Yahu bizim, Müslümanların, insanların sizin bu durum tespitlerinize, haber bültenlerini andıran sunumlarınıza ihtiyacımız yok! Sizin bu anlattıklarınızı çocuklar bile biliyor artık. Siyonist çetenin yaptıklarını ve hedeflerini bize anlatmayın; onları herkes sizden çok daha iyi tanıyor. Siz, Siyonist çetenin yaptıklarını haber sunar gibi anlattıkça gözden düşüyor, daha çok nefret edilen bir hale geliyorsunuz.

Sizin işgal ettiğiniz makamlar, haber sunma, durum tespiti yapma, vaaz verme makamları değildir. Her şeyden konuşursunuz ama yapmanız gereken asıl işleri hep başkalarından beklersiniz.

Bize lazım olan şey; Siyonist terör şebekesine karşı ne yapacağınızdır.
Bize lazım olan bu: Siz ne yapacaksınız?

Bugüne kadar yapmanız gerekip de yapmadıklarınızı artık yapma cesaretini ve ferasetini gösterecek misiniz?

Kardeşleriniz iki senedir ölümün her şeklini tadarken, Lübnan her gün bombalanırken, Suriye yol geçen hanına dönmüşken, Katar suikast girişimlerine maruz kalırken, İran’a yapılanlar göz önündeyken… Siz ne yapacaksınız?

Elli küsur ülke olarak, iki milyar nüfus olarak, övünüp durduğunuz ordularla ne yapacaksınız?
Siyonist terör şebekesi her gün birinizi, hatta her gün birkaçınızı dövecek ve siz hâlâ konuşacak mısınız?
Yoksa Sarı Şeytan’dan koruma talep etmeye ve karşılığında milyarlar vermeye devam mı edeceksiniz?

Veyl olsun size!

Müslüman olmayan kimi dünya devletlerinin Siyonist çeteye karşı aldığı tedbirler, sözde Müslüman ve Arap ülkelerini kat kat geride bırakmış durumda. Bari onlardan utanın, diyeceğim ama onun da boş olduğunu biliyorum.

Bir de kendini daima en büyük görenler yok mu...
"İslam âlemi, İsrail'in bu yayılmacı emellerini boşa çıkaracak dirayete ve imkâna Allah’ın izniyle sahiptir," demezler mi?

Madem Siyonist terör devletinin yayılmacı emellerini boşa çıkaracak dirayet ve imkâna sahipsiniz – ki buna herkes inanıyor – o zaman iki yıldır kesintisiz süren bu katliamı neden durdurmuyorsunuz?
Bunu sormamız artık elzem oluyor.

Evet, Siyonist terör devletini durdurmak için daha neyi bekliyorsunuz?

Bu sözü söylemekle, maddi ve manevi çok büyük bir yükün altına girmiş oldunuz.
Eğer bu sözü sadece gaz almak, hava atmak için söyledinizse:
Yazıklar olsun zirveye katılan herkese, yazıklar olsun!

Yok, gerçekten Siyonist terör çetesine mani olacak imkânlarınız var da kullanmıyorsanız:
Size yine yazıklar olsun! İstisnasız, hepinizin hâline yazıklar olsun.

Yerde ve gökte orduları olan, hizipleri tek başına dağıtan, azgınların kökünü kurutan Kahhar olan Allah’a emanet olun.