“Gazze'ye destek, dini ve insanî bir sorumluluktur”
Dünya Müslüman Alimler Birliği’nin 40’tan fazla ülkeden âlimin katılımıyla düzenlediği kongrede, Gazze’ye desteğin hem dinî hem insanî bir sorumluluk olduğu vurgulandı. Katılımcılar, Gazze’deki zulmün insanlık onuruna bir saldırı olduğunu belirterek, İslam ümmetinin birlik içinde hareket etmesi gerektiğini ifade etti. Birlik, siyonist saldırıların sürmesi hâlinde, ümmetin sessizliğinin büyük bir halk tepkisine dönüşeceği uyarısında bulundu.

Dünya Müslüman Alimler Birliği, Gazze’ye yardım çağrısını yanıtlayan ve 40’tan fazla ülkeden gelen değerli alimlere; hem bu çağrıyı yerine getirme hem de Filistin, Gazze ve kutsal emanetlere sadakatlerinden ötürü teşekkürlerini sundu.
Protokol oturumu, Gazze halkının yaşadığı trajediyi hatırlatan duygu yüklü konuşmalarla başladı. Alimler, Gazze halkının her an ölüm riskiyle karşı karşıya olduğu ve üç farklı savaşla mücadele ettiğini belirttiler:
- İnsan, ev ve doğaya yönelik acımasız bombardıman ve yıkım,
- Masum halkın maruz kaldığı acımasız kuşatma ve açlık,
- Arap, İslam ve uluslararası arenadaki ihmal ve sessizlik savaşı.
Bu tarihî anda toplanan alimler, ümmetin gerçek bir sınavla karşı karşıya olduğunu; Filistin ve Gazze’ye desteğin ne kadar hakiki olduğunun sınandığını vurguladılar.
Kongre katılımcıları, Gazze’ye yönelik saldırıların yalnızca askeri bir müdahale değil, aynı zamanda insanlık, adalet, özgürlük ve onura karşı açık bir meydan okuma olduğunu ifade ettiler.
Birlik, Filistin davasına verdikleri desteğin 7 Ekim 2023’le sınırlı olmadığını; aksine kuruluşundan bu yana yayılan açıklamaları, fetvaları, ziyaretleri ve girişimlerle direnişin yanında durduğunu, normalleşme ve boşluk bırakma gibi eğilimlere karşı çıktıklarını vurguladı.
Ayrıca bu ümmetin tarihinin Filistin ve Kudüs’ü savunma cephesinde hep ön saflarda yer alan alimlerle dolu olduğunu, bugün de bu mirasın devam ettiğini dile getirdiler.
Bugün gerekenin “akıl ile iman; bilim ile hikmet”i birleştiren bir dil olduğunu; Allah’ın ilahi düzenine güvenle, Filistin direnişinin ümmetin onur ruhunu uyandırdığını söylediler.
Sadece dua ile yetinilmeyeceğini; müminlerin güç birliği yaparak ümmetin her alanda caydırıcı bir güç oluşturması gerektiğini ve sûrelerin birinde geçen şu ayeti bu bağlamda hatırlattılar:
“Ne kadar güç ve at bağlama hazırlarsanız (düşmana karşı), Allah ve sizin düşmanınıza korku salar…”
(el-Enfâl, 60)
Sonuç olarak açıkça belirtildi ki: Gazze ve Kudüs meselesi sadece Filistinlilere ait bir mesele değildir. Bu, her Müslümanın imanî bir meselesi, aynı zamanda tüm insanlığın omuzlanması gereken insanî bir meseledir. İslam ümmetinin birliği ve hayati meselelerinin ortak savunusu, zafer ve haysiyetin tek yoludur.
Dünya Müslüman Alimler Birliği ayrıca; işgalci siyonist rejimin masum sivillere yönelik katliamlarına devam etmesi halinde bunun ümmet içinde ve dışındaki toplumlarda büyük halk eylemlerine, alimler ve toplumsal kesimler tarafından yönlendirilen bir tepkiye yol açacağı konusunda uyarıda bulundu. Sessizlik öfkeye, öfke de harekete dönüşecektir.
Ve Allah niyetlerin arkasında olandır.
Kaynak: iumsonline.org