Siyonist rejim basını: Suudi Arabistan’la normalleşme sürüyor, BAE Tel Aviv’in gerçek dostu
İsrail Hayom gazetesi, Suudi Arabistan ve İsrail arasındaki temasların savaş döneminde bile sürdüğünü, iki tarafın Trump’ın dönüşüyle normalleşme sürecini yeniden canlandırmaya hazırlandığını yazdı.
İsrail Hayom gazetesi, Suudi Arabistan ile İsrail işgal yönetimi arasındaki temasların “yavaş ama sürekli” bir şekilde sürdüğünü belirten kapsamlı bir analiz yayımladı. Haberde, Orta Doğu uzmanı ve Reichman Üniversitesi öğretim üyesi Nirit Ofer’in görüşlerine yer verildi. Gazeteye göre Ofer, 2021’de Suudi Arabistan’da düzenlenen Dakar Rallisi’ne “İsrailli” takımların katılmasında ve iki taraf arasında ticari anlaşmaların yapılmasında önemli rol oynadı. Ayrıca Ofer, Eylül 2023’te Suudi Arabistan’da kamuya açık bir konferansta konuşma yapan ilk “İsrailli” oldu.
Gazeteye konuşan üst düzey bir Amerikalı diplomat, gelecek yıl, büyük olasılıkla İsrail’deki seçimlerden önce, iki taraf arasında gerçek bir yakınlaşma beklediklerini söyledi. Bu sürecin Suudi Arabistan’ın Abraham Anlaşmaları’na tam katılımı anlamına gelmeyebileceğini, ancak önemli siyasi ve ekonomik adımların atılacağını belirtti.
Haberde, bu temasların Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın “Vizyon 2030” hedefleriyle doğrudan bağlantılı olduğu vurgulandı. Bin Selman’ın teknoloji, enerji ve turizm alanlarında büyük yatırımlar çekmeyi amaçladığı; bu bağlamda İsrail ile siber güvenlik, dijital finans ve akıllı enerji gibi alanlarda iş birliğine açık olduğu ifade edildi. Ayrıca Trump’ın “Büyük Ortadoğu Anlaşması” planının, Suudi Arabistan’a Hindistan-Çin-Avrupa ticaret hattı üzerinde yeni enerji ve ticaret projelerine katılma fırsatı sunduğu belirtildi.
Güvenlik boyutunda ise Veliaht Prens’in, İran’ın füze ve insansız hava aracı programlarına karşı ABD ile savunma ittifakı kurmak istediği, bu ittifakta İsrail’in de yer almasının planlandığı aktarıldı. Gazete, Haziran ayında İran’la yaşanan gerilim sırasında Suudi ordusuna ait helikopterlerin işgal topraklarına yönelen İran yapımı İHA’ları düşürerek İsrail’e dolaylı destek verdiğini iddia etti.
Rapor, bu tür bölgesel iş birliğinin İran ve müttefikleri –özellikle Hamas– tarafından engellenmeye çalışıldığını öne sürdü. Haberde, sızdırılan bir istihbarat belgesine atıfla, Hamas’ın 7 Ekim saldırısının hedeflerinden birinin Suudi Arabistan’ın normalleşme sürecine katılımını durdurmak olduğu iddia edildi.
Trump’ın yeniden Beyaz Saray’a dönmesiyle birlikte “Abraham Anlaşmaları” sürecinin yeniden gündeme geldiğini yazan İsrail Hayom, Trump’ın son günlerde Suudi yetkililerden bu anlaşmalara katılma yönünde “açık sinyaller” aldığını belirtti. Gazeteye göre Trump, Riyad’ın katılımının süreci kökten değiştireceğini ve daha fazla Arap ülkesinin normalleşmeye yönelmesini sağlayacağını düşünüyor.
Gazete, 2023 yılında Muhammed bin Selman ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında doğrudan temaslar kurulduğunu, hatta Netanyahu’nun BM Genel Kurulu’ndaki “yeni, müreffeh Orta Doğu” konuşmasının ilk kez Suudi televizyonunda yayımlandığını hatırlattı. Ancak Gazze savaşının patlak vermesiyle süreç donma noktasına geldi.
Riyad’ın 7 Ekim saldırılarında “şok” yaşadığı, buna rağmen Arap kamuoyuna paralel biçimde İsrail’e yönelik sert açıklamalarda bulunduğu belirtildi. Haberde, Trump’ın yeni planının Suudi Arabistan’ın bu siyasi şartlarını biçimsel olarak karşıladığı ve normalleşme sürecini yeniden başlatabileceği öne sürüldü.
Gazete, ayrıca Birleşik Arap Emirlikleri’ni “İsrail’in gerçek Arap dostu” olarak niteledi. İsrailli bir yetkiliye göre, BAE son savaş sırasında da İsrail’e destek veren nadir ülkelerden biri oldu. Emirlik havayolları Tel Aviv’e uçuşlarını sürdürürken, Abu Dabi hem Hamas’ı hem 7 Ekim saldırılarını açıkça kınadı.
BAE’nin, Gazze’de insani yardımların finansmanında ve “insani bölgeler” inşasında başrol oynadığı, hatta Mısır sınırından Gazze’nin güneyine su hattı döşenmesini de finanse ettiği belirtildi. Rapora göre, BAE ve Suudi Arabistan, Gazze’nin yeniden inşasının Hamas sahnede olduğu sürece mümkün olmadığını savunuyor ancak aynı zamanda insani yardımları artırıyor.
Haberde, iki ülkenin savaş sonrası dönemi büyük bir ekonomik fırsat olarak gördüğü ve İsrail’le ileri teknoloji, enerji ve güvenlik alanlarında iş birliğini genişletmeyi planladığı ifade edildi. Dubai Elmas Borsası’nın İsrailli şirketlerle iş birliği sayesinde dünyadaki en büyük merkez haline geldiği de örnek olarak gösterildi.
Sonuç bölümünde gazete, savaşın sona ermesinin ardından İsrail ile Suudi Arabistan ve BAE arasında benzeri görülmemiş düzeyde askeri teknoloji ve silah anlaşmalarının yapılacağını, ayrıca Filistinlilerin “bilincini yeniden şekillendirmeyi” amaçlayan eğitim, medya ve kültürel projelerin yürütüldüğünü iddia etti.
Gazeteye göre İsrail’in hedeflediği bölgesel tablo; dışarıdan istikrarlı görünen, ekonomik ve güvenlik ortaklıklarıyla çevrili bir Orta Doğu, ancak arka planda “reform” ve “yeniden imar” adı altında Filistin kimliğinin çözülmesini öngören bir düzen.



