Tunus cezaevlerinde kriz derinleşiyor: İşkence, aşırı kalabalık ve ihmal raporu
Tunus’taki bir insan hakları derneği, cezaevlerinde işkence, aşırı kalabalık ve kötü hijyen koşullarının devam ettiğini, bazı hapishanelerde doluluk oranının %122’ye ulaştığını açıkladı.
Tunus merkezli Kesit Hak ve Özgürlükler Derneği, bugün başkentte düzenlediği basın toplantısında, cezaevlerinde yürütülen yeniden yapılandırma çalışmalarına rağmen gözaltı merkezlerinde ve hapishanelerde ihlallerin sürdüğünü açıkladı.
Derneğin “Duvarların Ardında” başlıklı raporuna göre, Tunus hapishanelerindeki aşırı kalabalık, özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilerin temel haklarını ihlal ediyor. Rapor, birçok mahkûmun yatak yetersizliği nedeniyle geceleri yere serilerek uyuduğunu ortaya koydu.
2015–2025 dönemini kapsayan rapor, işkence, kötü muamele ve tıbbi ihmal vakalarının devam ettiğini belgeledi. Dernek üyesi Muntasır Salim, raporun mağdurlar, avukatlar, aileler ve uzmanlarla yapılan görüşmelere dayandığını belirtti. Raporun, Tunus’un yasal düzenlemelerinin uluslararası insan hakları standartlarıyla uyumunu değerlendirmeyi hedeflediğini söyledi.
Bağımsız bir insan hakları kuruluşu olan Kesit Derneği, 2020 yılında kuruldu ve uluslararası sözleşmelere uygun bir hukuk sistemi geliştirmeyi amaçlıyor.
Rapor, gözlem yapılan cezaevlerinde “şenaber” adı verilen büyük koğuşlarda 20 ila 50 yatağın bulunduğunu, bu yatakların çoğunun iki ya da üç katlı olduğunu ve odalardaki mahkûm sayısının kapasitenin iki katına ulaştığını, bazı hapishanelerde doluluk oranının %122’yi geçtiğini bildirdi.
Salim, bu koşulların Nelson Mandela Kuralları’yla açıkça çeliştiğini vurguladı. Kurallara göre, her mahkûmun ayrı bir odada kalması ve ortak barınmanın yalnızca istisnai koşullarda mümkün olması gerekiyor.
Raporda ayrıca, Tunus Ulusal İşkence Önleme Kurulu’nun 2018–2021 dönemine ait saha ziyaretlerinde, odaların yetersiz havalandırmaya, kötü hijyen koşullarına ve keskin kokuya maruz kaldığı, su ve temizlik malzemelerinin eksik olduğu belirtildi. Bazı merkezlerde ise tuvaletlerin mahremiyetten yoksun, su sızıntılı ve hijyenik olmayan koşullarda olduğu, mahkûmların yatak ya da şilte olmadan beton zeminde uyumak zorunda kaldıkları ifade edildi.
Dernek, 2015–2025 yılları arasında 24 tutukluya yönelik sistematik işkence vakası kaydettiğini ve 2025 Temmuz ayında dört mahkûmun hayatını kaybettiğini bildirdi. Raporda, bu ölümlerin devletin sağlık sorumluluklarını yerine getirmemesiyle bağlantılı olduğu savunuldu.
Tunus Anayasası’nın 25. maddesi, devletin insan onurunu ve beden bütünlüğünü korumasını, manevi ve fiziksel işkenceyi yasakladığını ve bu suçun zamanaşımına uğramayacağını hükme bağlıyor.



