Hamas, ABD'nin UNRWA'nın yasaklanmasına verdiği desteği kınadı
Hamas, ABD'nin Uluslararası Adalet Divanı (UAD) önünde İşgalci İsrail'in UNRWA'yı yasaklama kararını destekleyen tutumunu kınayarak, bu tavrı "Washington'un açıkça İsrail'e yandaşlık yapmasının bir uzantısı" şeklinde değerlendirdi.

Hamas'tan yapılan yazılı açıklamada, ABD'nin Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nın (UNRWA) yasaklanmasına verdiği destek kınandı.
Açıklamada, "Bu tutum, ABD'nin işgale (İsrail'e) karşı uzun süredir sergilediği açık yandaşlığın ve uluslararası hukuk ile insani sözleşmelere aykırı uygulamalarının bir devamıdır." ifadelerine yer verildi.
ABD'nin dün UAD'de yaptığı sunumun, UNRWA'nın rolünü zayıflatmayı ve Filistin halkına karşı yürütülen soykırım çemberini daraltmayı amaçlayan İsrail'in tutumuyla örtüştüğü, özellikle Gazze'de masum sivillere karşı uygulanan açlık politikasının bu bağlamda sürdüğü vurgulandı.
İşgalci İsrail'in UNRWA'ya yönelttiği suçlamaların "açık yalanlar" olduğu ve bu suçlamaların Ajansın faaliyetlerini ortadan kaldırma ve özellikle Filistinli mülteci sorununu görmezden gelme amacını taşıdığı kaydedildi.
Açıklamada ayrıca, uluslararası topluma ve Birleşmiş Milletlere "bu tehlikeli politikalara karşı net ve kararlı duruş sergilemeleri, UNRWA'nın faaliyetlerini sürdürmesini güvence altına almaları ve kuruma siyasi ve mali destek sağlamaları" çağrısı yapıldı.
UAD'nin, İşgalci İsrail'in BM kuruluşlarına yönelik kısıtlamalarının hukuki sonuçlarını değerlendiren danışma görüşü duruşmalarının üçüncü gününde (30 Nisan'da) ABD adına sunum yapan Dışişleri Bakanlığı Hukuk Müşavirliği Kıdemli Büro Yetkilisi Josh Simmons, UNRWA'nın tarafsızlığı konusunda "endişeler" olduğunu ileri sürerek, uluslararası hukukun İsrail'i insani yardıma izin vermeye zorlamadığını iddia etmişti.
Ülkesinin, İşgalci İsrail'in Gazze'ye insani yardım ulaştırılmasını engellemesine verdiği desteği savunan Simmons, uluslararası hukukta, yardımın hak edenlere ulaştırılmasında tarafsızlık ilkesine ilişkin hükümler yer aldığını ancak Gazze Şeridi'nde durumun böyle olmadığını öne sürmüştü.