İngiltere’de “Gazze’ye özgürlük” pankartı taşıyan gösterici terör yasasıyla tehdit edildi
İngiltere'nin Canterbury kentinde "Gazze'ye Özgürlük" yazılı pankart ve Filistin bayrağı taşıyan Laura Murton adlı kadın gösterici, silahlı polis memurları tarafından "Terörle Mücadele Yasası" kapsamında gözaltına alınmakla tehdit edildi.

İngiliz The Guardian gazetesinin haberine göre, 42 yaşındaki Murton adlı gösterici, 14 Temmuz akşamı Canterbury kentinde üzerinde "Gazze'ye Özgürlük" ve "İsrail soykırım yapıyor" yazılı pankartlar taşıdığı sırada silahlı polis ekipleri tarafından durduruldu.
Murton'un ifadesine göre, polis memurları kendisine, eyleminin kısa süre önce İngiltere'de terör örgütü ilan edilen "Palestine Action" adlı grupla bağlantılı görüşleri desteklediğini ve bu nedenle "Terörle Mücadele Yasası" kapsamında suç işlediğini söyledi.
Filistin destekçisi Murton'un olay anını kaydettiği görüntülerde bir polis memurunun, "Gazze'ye özgürlük, İsrail, soykırım gibi ifadeler, hükümetin terör örgütü olarak tanımladığı yasaklı gruplarla ilişkilendiriliyor." dediği görüldü.
Polis, kimlik bilgilerini vermediği takdirde Murton'un gözaltına alınacağını belirtti. Murton, bunun üzerine isteksiz bir şekilde ismini ve adresini paylaşmak zorunda kaldığını ifade etti.
Murton, The Guardian gazetesine yaptığı açıklamada, "Üzerimde ya da taşıdığım dövizlerde yasaklı örgütlere destek veren hiçbir ifade yoktu. Bu yaşadığım, şimdiye kadar bu ülkede karşılaştığım en otoriter ve distopik deneyimdi." dedi.
Kent Polis Sözcüsü, olayın ardından konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Terörle Mücadele Yasası uyarınca, bir kişinin yasaklı bir örgütün üyesi ya da destekçisi olduğu yönünde makul şüphe uyandırabilecek sembolleri taşımak veya sergilemek suç teşkil etmektedir." ifadesini kullandı.
Uluslararası Af Örgütü: Polisin bu davranışının hiçbir yasal dayanağı yok
Londra merkezli Uluslararası Af Örgütü (Amnesty) Hukuk ve İnsan Hakları Direktörü Tom Southerden de yaptığı açıklamada, göstericinin polis tarafından gözaltına alınmakla tehdit edildiği görüntüleri son derece endişe verici olarak niteledi.
Southerden, "İngiltere'nin terörizm yasasının uzun zamandır aşırı geniş ve muğlak ifadeler içerdiği ve ifade özgürlüğüne tehdit oluşturduğu için eleştiriyoruz. Bu video tam da bizim uyardığımız mevzunun bir yönünü belgeliyor." değerlendirmesinde bulundu.
Uluslararası Af Örgütü, X hesabından yapılan açıklamada da örgütün, Palestine Action grubunu yasaklamanın ifade özgürlüğü üzerinde tehlikeli caydırıcı etkisi olacağı konusunda uyarıda bulunduğunu hatırlattı.
Açıklamada, "Şimdi silahlı polislerin Filistin bayrakları ve özgür Gazze pankartları taşıyan insanları tutuklamakla tehdit ettiğini görüyoruz. Polisin bu davranışının hiçbir yasal dayanağı yok." denildi.
Palestine Action, İngiliz askeri uçaklarına yönelik eylem sonrası terör örgütü ilan edilmişti
Palestine Action, 2020'de kurulsa da 7 Ekim 2023'te başlayan İşgalci İsrail'in Gazze saldırılarının ardından İngiltere'de gerçekleştirdiği eylemlerle adını duyurmaya başlayan bir eylem grubu olmuştu.
Özellikle İşgalci İsrail ile iş yapan şirketlerin fabrika ve binalarında çalışmaları ve üretimi durduran eylemler gerçekleştiren grup, geçen sene İşgalci İsrail’in savunma şirketi Elbit Systems'ın Bristol'daki fabrikasındaki eylemiyle buradaki dron üretimini aksatmıştı.
Thales adlı savunma sanayisi firmasının denizaltı parçaları ürettiği Glasgow'daki fabrikada yapılan eylemde ise İngiliz hükümetinin açıklamasına göre 1 milyon sterlinlik zarar oluşmuştu.
Palestine Action'ın terör örgütü ilan edilmesi yolunda ilk adım ise 20 Haziran'da Kraliyet Hava Kuvvetlerinin (RAF) Oxfordshire'daki Brize Norton hava üssünde yapılan eylemden sonra atılmıştı.
Grup üyeleri, o sabah hava üssüne girerek iki İngiliz askeri uçağının motorlarına kırmızı boya püskürtmüştü. Eylem yerine Filistin bayrağı bırakan aktivistler, iki uçağın Orta Doğu'daki operasyonlarda kullanıldığını belirtmişti.
İçişleri Bakanı Yvette Cooper, bu eylem üzerine Palestine Action'ı, Avrupa'da faaliyetlerde bulunan iki aşırı sağcı, ırkçı örgütle birlikte terör örgütü ilan etmeyi hedefleyen tasarıyı parlamentoya sunmuştu.
Tasarı, parlamentonun alt kanadı Avam Kamarasında 2 Temmuz'da, üst kanat Lordlar Kamarasında ise 3 Temmuz'da onaylanmıştı.
Palestine Action, yürütmenin durdurulması için Yüksek Mahkemeye başvurmuş, ancak mahkeme 4 Temmuz'da başvuruyu reddetmişti.
Grup, 5 Temmuz'dan itibaren yasaklı örgütler arasına alınmıştı.