Islamic Relief’ten Müslümanlara iklim seferberliği: “Doğayı koru, Haccı koru”
İklim değişikliğinin etkisiyle Mekke'deki hava sıcaklığının artacağından, Müslüman ülkelerdeki tarımın ve su seviyelerinin etkileneceğinden hareket eden Islamic Relief, Müslümanlarda farkındalık oluşturmak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenliyor.

Merkezi İngiltere'nin Birmingham kentinde bulunan Islamic Relief, "Müslüman İklim Eylem Haftası" ile camiler, okullar ve toplum merkezlerinde Müslümanların iklim konusunda bilinçlendirildiği etkinliklere imza atıyor.
Islamic Relief'in bu adımı atmasının arkasında Massachusetts Teknoloji Enstitüsünün (MIT) 2019'da gerçekleştirdiği "iklim değişikliğinin hac ve umreye etkisi" konulu araştırma yer alıyor.
Gazetecilere konuşan Islamic Relief Küresel Savunuculuk Birimi Başkanı Shahin Ashraf, iklim değişikliğinin son yıllarda daha da kötüye gittiğini belirterek, "Daha sıcak havalar görüyoruz. Örneğin Mekke'de geçen yıl 51 dereceyi gördük. Pakistan gibi yerlerde ve birçok bölgede çölleşme yaşanıyor. Pakistan'da buzulların erimesi, muson yağmurlarıyla birlikte sellere sebep oluyor." dedi.
Ashraf, Pakistan'ın Belucistan bölgesindeki sellerin insanları yerinden ettiğini vurgulayarak, Bangladeş'te de ülkenin büyük kısmının sular altında kalma riskinin bulunduğuna dikkati çekti.
İngiltere'de sıcak havaların arttığı ve artık yılda 3 mevsimin görüldüğünü belirten Ashraf, "California'da olduğu gibi daha kuru bir iklim göreceğiz. Bu da İngiltere'de daha fazla orman yangını göreceğimiz anlamına gelir." diye konuştu.
İklim değişikliği, çeşitli ülkelerde farklı sorunlara yol açıyor
Özellikle ekonomik olarak az gelişmiş ülkelerde iklim değişikliğinin daha fazla hissedildiğini kaydeden Ashraf, Afganistan'daki bazı tarım arazilerinde artık ana ürünlerden tahılın dahi yetiştirilemediğinin altını çizdi.
Ashraf, bazı toprakların nadas süresinin uzama riskine işaret ederek, Afganistan ve Somali'nin bu şekilde tarım üretiminde sorunlar yaşayacağını anlattı.
Tarım arazilerinin yetersiz ya da aşırı sulanması, hava şartlarının bazı ürünlerin yetişmesi için elverişsiz hale gelmesi gibi sorunların sonucu olarak göçün ortaya çıkacağını belirten Ashraf, "Özellikle Somali ve Etiyopya, tehlike altındaki bölgeler. Afrika Boynuzu'nda iklim daha kuru hale geliyor." değerlendirmesini yaptı.
Ashraf, bu bölgedeki bazı su kaynaklarının kabileler arasında çatışmalara sebep olduğunu, çatışma ve susuzluğun insanları mülteci kamplarına sürüklediğini, bunun da insani yardım çalışmalarına yeni bir yük olarak yansıdığını söyledi.
İklim değişikliğinin hac ve umreye etkileri
Ashraf, iklim değişikliği sonucu artan sıcaklığın hac yapmayı zorlaştıracağına işaret ederek, "MIT'nin 2019'da yaptığı araştırmaya göre, sıcaklıklar yükseldiği için yaz aylarına denk geldiğinde daha da sıcak olacak. Ben yıllar önce nisan ayında hacca gitmiştim ve Mescid-i Haram'da gölge bile çok sıcaktı." ifadelerini kullandı.
Ashraf, hacca gidenlerin genellikle yaşlılar olmasının risklerine değinerek, kalabalıktan kaynaklanan hareket zorluğu, acil yardıma erişim zorluğu ve direkt güneşe maruz kalmanın tehlikelerine işaret etti.
Islamic Relief yetkilisi, sağlık hizmetlerinde hac döneminde yaşanan yoğunluğun altını çizerek, "Hac, sadece ruhsal bir yolculuk değil aynı zamanda fiziki bir yolculuk. Çok sayıda insanın bir noktada olması zaten yorucuyken sıcaklığın da eklenmesiyle iklim baskısı daha da fazla hissediliyor." dedi.
Hac ve umre ziyaretlerinde doğrudan güneş ışığına maruz kalınmaması için şemsiye taşınmasını ve su bulundurulmasını tavsiye eden Ashraf, herkesi Mekke ve Medine ziyaretlerini kendisi ve çevresi için sürdürülebilir ve doğayı koruyacak şekilde yapmaya çağırdı.
"Müslümanların özel bir sorumluluğu var"
Islamic Relief'in Kampanyalar ve Halkla İlişkiler Koordinatörü Suraiya Rahman, iklimle ilgili eylem haftası etkinliğinin neden Müslümanlara yönelik olduğunu anlattı.
Rahman, bu yıl 14-20 Temmuz'da düzenlenecek Müslüman İklim Eylem Haftası'nda vakıflar, camiler, okullar, toplum merkezleri ve şirketlerde Müslümanları iklim konusunda harekete geçirmeyi hedeflediklerini söyledi.
"Çevre konusunda hepimizin sorumluluğu var." diyen Rahman, cuma namazı hutbelerinde çevre konusunda konuşmalar yapılmasına önem verdiklerini kaydetti.
Rahman, okullarda çevre temizliği ve ağaç dikme etkinlikleri yaptıklarına, sıfır atık konusunda eğitimler verdiklerine dikkati çekerek, "Müslümanların özel bir sorumluluğu var. İslam'a göre bizler koruyucularız. Bu, Kur'an-ı Kerim'de bize açıkça verilmiş bir görev. Doğaya iyi davranmamız, kaynakları doğru kullanmamız ve hayvanlara, kaynaklara ve dünyaya karşı düşünceli olmamız söyleniyor." dedi.
Pakistan, Bangladeş, Kenya ve Nijerya'da halkın iklim değişikliğinden yoğun şekilde etkilendiğini anlatan Rahman, "Müslümanlar, iklim değişikliğine karşı ön cephede. Yoksul ve korumasız olanlar ,bu krizde en büyük darbeyi alıyor. Bizim de İslami olarak kendimiz, sevdiklerimiz ve en çok etkilenenlere karşı bir sorumluluğumuz var." diye konuştu.
Rahman, bu etkinliği İngiltere'de yapmalarının nedeni olarak İngiliz hükümetine iklim değişikliğiyle mücadelede yapabileceklerini gösterdi.
İngiltere'nin sıfır atık, sıfır emisyon ve iklim değişikliğiyle mücadele için daha fazla finansal destek gibi konularda etkili olacağını belirten Rahman, bu ülkenin de seller ve yangınlar gibi sorunlarla karşı karşıya bulunduğunu sözlerine ekledi.