Uluslararası Af Örgütü’nden el-Avde çağrısı: Prens Selman düşünce suçlularına zulmü sürdürüyor

Suudi Arabistan'da artan baskı ve ifade özgürlüğüne yönelik ihlallerin bir sembolü haline gelen din adamı Salman el-Avde'nin durumu, yeniden uluslararası gündeme taşındı.

Uluslararası Af Örgütü’nden el-Avde çağrısı: Prens Selman düşünce suçlularına zulmü sürdürüyor

Uluslararası Af Örgütü, 2017 yılında Suudi Arabistan ile Katar arasındaki krizin sona ermesi için attığı birkaç kelimelik bir tweet nedeniyle tutuklanan el-Avde’nin derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılması çağrısında bulundu.

Yedi Yıldır İzolasyon ve İşkence

Eylül 2017’de tutuklanan reformist din adamı Salman el-Avde, Suudi makamlar tarafından herhangi bir tutuklama kararı olmaksızın gözaltına alındı. O tarihten bu yana, yedi yılı aşkın bir süredir hücre hapsinde tutulduğu belirtiliyor. Af Örgütü’ne göre bu durum, uluslararası hukukta işkence olarak tanımlanıyor. El-Avde’nin sağlık durumu da ciddi ölçüde bozulmuş durumda; görme ve işitme duyularında zayıflama yaşarken, uygun tıbbi tedaviye erişimi de engelleniyor.

El-Avde'nin ailesiyle iletişim kurması da uzun süre engellendi. Tutuklandıktan ancak bir ay sonra telefonla ailesiyle görüşmesine izin verilirken, düzenli ziyaretlere ise çok daha sonra ve kısıtlı koşullarda izin verildi. El-Avde bu süreçte ciddi psikolojik işkenceye maruz kaldı; uzun süre uyutulmaması ve dış dünyadan tamamen izole edilmesi, bu işkencelerin başında geliyor.

İfade Özgürlüğüne İdam Talebi

Af Örgütü, el-Avde’nin yargılandığı davayı "adli bir maskaralık" olarak nitelendirirken, davada adil yargılanma ilkelerinin hiçe sayıldığını belirtti. Suudi Arabistan’daki terörle mücadele mahkemesinde hakkında açılan davada el-Avde’ye 37 farklı suç isnat edildi. Bu suçlamaların büyük çoğunluğu, barışçıl şekilde ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilen eylemleri kapsıyor. Arap Baharı’na destek vermesi, siyasi tutukluların serbest bırakılmasını talep etmesi ve sosyal medya üzerinden kamu politikalarını eleştirmesi bu suçlamalar arasında yer alıyor.

Tüm suçlamaların barışçıl olmasına rağmen savcılık, el-Avde hakkında idam cezası talep etti. Dava süreci ise Temmuz 2021’den bu yana durdurulmuş durumda. Af Örgütü, bunun el-Avde’nin siyasi baskı aracı olarak kullanılmasından endişe duyulduğunu ifade etti.

Aileye de Baskı: Toplu Cezalandırma Politikası

Salman el-Avde’nin maruz kaldığı baskılar ailesine de uzandı. Aile bireylerine seyahat yasağı konulması, güvenlik güçleri tarafından taciz edilmeleri ve özellikle yurtdışında yaşayan oğlu Abdullah el-Avde’nin susturulmaya çalışılması, toplu cezalandırma örnekleri arasında gösteriliyor. Abdullah el-Avde, babasının serbest bırakılması için kampanyalar yürüten tanınmış bir insan hakları savunucusu olarak biliniyor.

Uluslararası Sessizlik Eleştiriliyor

Af Örgütü, el-Avde’ye yöneltilen “kamuoyunu kışkırtmak” ve “fitne çıkarmak” gibi suçlamaların, ifade özgürlüğünü bastırmak için uydurulmuş gerekçeler olduğunu belirtti. Suudi Arabistan’da Veliaht Prens Muhammed bin Selman yönetiminde sistematik hale gelen bu baskı ortamının, düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik büyük bir tehdit oluşturduğu vurgulandı.

Sonuç: Suudi Arabistan’da Kelimeler de Kurban Ediliyor

El-Avde’nin durumu, Suudi Arabistan'da fikirlerini ifade eden onlarca kişiyle benzerlik taşıyor. Bu kişiler, yalnızca barışçıl görüşlerini ifade ettikleri için yıllarca hapisle cezalandırılıyor ya da idam tehdidiyle karşı karşıya kalıyor. Af Örgütü, uluslararası toplumu bu duruma karşı daha sert tutum almaya çağırırken, büyük ülkelerin ekonomik çıkarlar uğruna sessiz kalmasını da eleştiriyor.

Örgüt, el-Avde’nin derhal serbest bırakılmasını, işkenceye son verilmesini ve gerekli tıbbi desteğin sağlanmasını talep ediyor. Suudi Arabistan'da baskı altındaki her kelime için, dünyanın vicdanının sessiz kalmaması gerektiği vurgulanıyor.

Kaynak:cthelenspost.com