Dünya genelinde 'hipersonik füze yarışı' hız kesmeden sürüyor

Dünyadaki "hipersonik füze yarışı" hız kesmeden sürerken, sektörde Çin ve Rusya'nın yüksek manevra kabiliyetine sahip füzeleriyle öne çıkması dikkati çekiyor.

Dünya genelinde 'hipersonik füze yarışı' hız kesmeden sürüyor

Dünya genelinde önde gelen pek çok ülke, hipersonik füze üretmek için çaba sarf ederken, bu alandaki gelişmeler hem askeri dengeleri değiştiriyor hem de geleceğin savunma stratejilerini yeniden şekillendirmeye aday projeleri ortaya çıkarıyor.

Avustralya ve ABD'nin iki yılda bir düzenlediği "Talisman Sabre" tatbikatının 11'incisi yapıldı. Tatbikat kapsamında ABD yapımı "Dark Eagle" (LRHW) hipersonik füzesinin Avustralya'ya konuşlandırılması Çin'in tepkisini çekti.

Son gelişmeler, küresel çapta giderek hız kazanan "Hipersonik füze üretimi bir yarış haline mi geliyor?" sorusunu akıllara getirdi.

Hipersonik silahlar, ses hızının beş katından daha hızlı hareket edebilen, saatte 6 bin 200 kilometreden fazla hızla uçabilen ileri düzey füze sistemleri olarak öne çıkıyor.

Bu sistemler, balistik füzelerden farklı olarak atmosfer içinde yüksek manevra kabiliyeti ile süzülebiliyor, yön değiştirebiliyor ve hedefe doğru farklı rotalar izleyebiliyor. Hipersonik füzeler, bu özellikleriyle geleneksel balistik füzelerden ayrılıyor.

Manevra kabiliyetleri dolayısıyla hipersonik füzeler, mevcut hava ve füze savunma sistemleri için zor bir hedef haline geliyor.

Özellikle hipersonik silahların gelişiminin, küresel güvenlik dinamiklerini yeniden şekillendireceği düşünülüyor.

Bu nedenle ülkeler arasındaki hipersonik silah yarışı, stratejik caydırıcılık ve askeri üstünlük açısından kritik bir öneme sahip.

Hipersonik silahlar dünya için yeni değil ancak çoğu ülkede kullanımı ve geliştirme süreci devam ediyor.

Çin ve Rusya'nın yüksek manevra kabiliyetine sahip hipersonik füzeleriyle liderliği ele geçirmesi, ABD ve diğer Batılı ülkeleri füze teknolojilerini geliştirmeye zorluyor.

Çin hipersonik silahlarda dünya lideri

Çin'in, bir yandan modernizasyon yaparken diğer yandan envanterindeki nükleer başlık sayısını artırarak dünyanın en hızlı büyüyen nükleer cephanesine sahip ülke konumuna geldiği belirtiliyor.

2019'da kuruluşunun 70'inci yıl dönümü dolayısıyla başkent Pekin'de düzenlenen askeri geçit töreninde Çin'in nükleer ve hipersonik füzeleri sergilendi.

Törende ülkenin hava savunma HQ (Hongçi- Kızıl Bayrak) ve "Doğu Rüzgarı”"anlamına gelen Dong Feng (DF) serisi nükleer başlıklı füzeler ve denizaltından fırlatılan seyir füzeleri gün yüzüne çıktı.

Füzeler arasında DF-17 modeli öne çıktı. 11 metre uzunluğundaki bu orta menzilli balistik füze, DF-ZF adlı hipersonik kayar araç (HGV) taşıyor ve yüksek hızla manevra kabiliyeti sayesinde mevcut füze savunma sistemlerini aşabiliyor.

Uzmanlar, DF-17'nin menzili ve esnekliği sayesinde özellikle Tayvan Boğazı ve Güney Çin Denizi gibi bölgelerde Çin'e askeri üstünlük sağladığını belirtiyor.

Bu sistem, Çin'in hipersonik teknoloji geliştirme kapasitesinin göstergesi olarak da dikkati çekiyor.

Çin, füzelerini hız ve menzil açısından geliştirmeye devam ediyor ve şu anda hipersonik silahlar konusunda dünya lideri konumunda.

Rusya envanterlere büyük yatırım yapıyor

Rusya, Avangard ve Kinjal gibi sistemlerle hipersonik silah kapasitesiyle öne çıkıyor.

Avangard kıtalararası füzesinin, düşman ülke savunma sistemlerine yakalanmadığı ve ayrıca hava savunma sistemlerini bertaraf edeceği savunuluyor.

Hipersonik başlığa sahip füzenin ses hızının 20 katına çıkabileceği, üstün manevra kabiliyetinin yanı sıra atmosferin üst katmanlarında, yüzlerce kilometre yükseklikte uçabileceği belirtiliyor.

Avangard, hem nükleer hem de konvansiyonel başlık taşıyabiliyor.

Nükleer saldırı kapasiteli kıtalararası hipersonik "Avangard" füzesini geliştiren Rusya, envanter modernizasyonuna da büyük yatırımlar yapıyor.

Rusya'nın hipersonik füzesi Kinjal ise yüksek manevra kabiliyetiyle mevcut savunma sistemlerini aşabiliyor. Füze, nükleer veya konvansiyonel başlık taşıyabiliyor.

Rusya'nın bir diğer önde gelen silahı ise hipersonik ekipmanlarla donatılmış Oreşnik isimli balistik füze.

Nükleer veya konvansiyonel savaş başlıkları taşıyabilen "Oreşnik" isimli füzenin Belarus'a konuşlandırılması görüşülüyor.

Ayrıca Oreşnik, Ukrayna'nın Dnipro kentindeki bir askeri sanayi kompleksine düzenlenen saldırıda ilk kez kullanıldı.

ABD, dünyanın gerisinde kalmakla eleştiriliyor

Hipersonik silahlar alanında Rusya ve Çin'in gerisinde kaldığı eleştirileriyle karşılaşan ABD, son yıllarda üç farklı program ile kapasitesini geliştirmeye çalışıyor.

Bu programlar arasında "Dark Eagle" (LRHW), "ARRW" (AGM-183A) ve "HACM" (Hypersonic Attack Cruise Missile) hipersonik füzeleri öne çıkıyor.

Avustralya'daki "Talisman Sabre" tatbikatıyla gündeme gelen Dark Eagle'ın, kara tabanlı uzun menzilli hipersonik silah olarak 2025 sonunda envantere girmesi planlanıyor.

ARRW'nin operasyonel tedarik planının henüz net olmadığı belirtiliyor.

HACM hipersonik seyir füzesinin F-15E ve diğer avcı uçaklarına entegrasyonu hedefleniyor. ARRW füzesinden çok daha küçük olan HACM'in testleri bu ay Avustralya'da yapıldı.

Bu silahlar da yüksek hız ve manevra kabiliyetiyle radar tarafından geç tespit edilebiliyor ve hem kara hem hava tabanlı saldırılarda kullanılabiliyor.

Kuzey Kore de yarışta yerini almaya çalışıyor

Kuzey Kore de hipersonik füze çalışmalarında öne çıkan ülkeler arasında yer alıyor. Ülkenin bu alandaki en dikkat çekici projelerinden biri, 2021 yılında ilk kez test edilen Hwasong-8 hipersonik füzesi oldu.

Hwasong-8, Çin'in DF-17 füzesine benzer şekilde, balistik füzelerden farklı olarak atmosfer içinde manevra yapıyor. Böylece tespit edilmesi ve müdahale edilmesi zor hale geliyor.

Kuzey Kore ayrıca 2024 yılında, orta menzilli hipersonik füze olan Hwasongpho-16B'yi test etti.

Hindistan Rusya ile ortak çalışmalar yürütüyor

Hindistan da hipersonik füze teknolojilerinde önemli bir oyuncu haline gelmiş durumda. ET-LDHCM, LRAShM, Shaurya, BrahMos-II ve HSTDV, Hindistan’ın önde gelen füzeleri arasında yer alıyor.

ET-LDHCM ve LRAShM 1500 kilometreye kadar menzile sahipken, Shaurya'nın yaklaşık 700 kilometre menzili bulunuyor.

LRAShM gemi platformları üzerinden ateşlenebiliyor. ET-LDHCM ise çeşitli hava savunma sistemlerini aşabiliyor.

Hindistan ve Rusya'nın ortaklaşa geliştirdiği bir hipersonik seyir füzesi BrahMos-II'nin ise 1500 kilometreye kadar menzile sahip olması bekleniyor. Bu füze, kara, deniz ve hava platformlarından fırlatılabiliyor.

BrahMos-II füzesini geliştirme süreci devam ediyor.

Avrupa dinamiklerin gerisinde

Avrupa, hipersonik silah teknolojileri konusunda önemli adımlar atmayı hedefliyor.

Fransa'nın ASN4G ve Almanya, Fransa, İtalya ve Hollanda’nın birlikte geliştirdiği TWISTER, Avrupa kıtasının hipersonik silah teknolojilerini geliştirmeyi hedefliyor.

Fransa ASN4G füzesini 2035 yılında envanterine katmayı planlıyor.

Öte yandan Avrupa'daki projelerin çoğu henüz geliştirme aşamasında. Bu nedenle hipersonik silahların kullanıma geçişi yıllar alabilir.

Bu nedenle Avrupa, savunma kapasitesi ve küresel savunma dinamiklerinde geride kalmış görünüyor.

Türkiye de hipersonik füze yarışında yerini aldı

Türkiye'nin ilk hipersonik füzesi TAYFUN BLOK-4 İstanbul'da düzenlenen Uluslararası Savunma Sanayii Fuarında (IDEF 2025) tanıtıldı.

TAYFUN BLOK-4, Türkiye'nin uzun menzilli balistik füzesi olan Tayfun füzesinin güncellenmiş bir versiyonu olarak sunuldu.

Çok amaçlı bir harp başlığına sahip olan yeni füzenin 7 tondan fazla ağırlığa sahip olduğu ve hava savunma sistemleri, komuta kontrol merkezleri, askeri hangarlar ile kritik askeri tesisler dahil olmak üzere "çoklu stratejik hedefleri" imha edebildiği belirtiliyor.

Roketsan tarafından üretilen TAYFUN BLOK-4, IDEF 2025'de yoğun ilgi gördü.