Eski İsrail ajanları Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırılarını anlattı

İki eski işgalci İsrail istihbarat ajanı, Lübnan Hizbullah'ının, bu yılın Eylül ayında sürpriz bir saldırıda patlatılmadan önce, 10 yıl boyunca patlayıcılarla tuzaklanmış İsrail yapımı telsizleri nasıl kullandığını açıkladı.

Eski İsrail ajanları Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırılarını anlattı

İki eski Mossad ajanı, ABD'li CBS News’e verdikleri röportajda, istihbarat teşkilatının Hizbullah’ı, İsrail yapımı olduklarını bilmeden binlerce sahte telsiz ve çağrı cihazı satın almaya nasıl kandırdığını anlattı.

Saldırılarda onlarca kişi hayatını kaybetti, binlerce kişi yaralandı. İsrail, saldırının yalnızca Hizbullah üyelerini hedef almak amacıyla düzenlendiğini ifade etti, ancak Lübnanlı yetkililer, kurbanlar arasında sivillerin de bulunduğunu belirtti.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri saldırıyı savaş suçu olarak nitelendirdi.

17 Eylül 2024’te, binlerce çağrı cihazı aynı anda Lübnan’ın dört bir yanında, özellikle Hizbullah’ın güçlü bir şekilde varlık gösterdiği bölgelerde patladı. Patlamalar, kullanıcıları ve çevredeki bazı kişileri yaraladı veya öldürdü, panik ve karışıklığa yol açtı. Ertesi gün telsizler aynı şekilde patladı, yüzlerce kişi hayatını kaybetti ve yaralandı.

Siyonist İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, iki ay sonra İsrail’in sorumlu olduğunu kabul etti. O dönemde İsrail medyası bu iddiaları doğrulamıştı.

BBC’nin ABD yayın ortağıyla yaptığı röportajda, iki eski ajan operasyonun ayrıntılarını açıkladı.

Michael adındaki ajanlardan biri, Mossad’ın telsizlerin bataryalarına patlayıcı bir cihaz yerleştirdiğini, telsizlerin genellikle giyen kişinin kalbine daha yakın bir yelek içinde taşındığını söyledi.

Hizbullah, 10 yıl önce sahte bir firmadan farkında olmadan "iyi bir fiyata" 16 binden fazla telsiz satın almıştı.

Michael, "İsrail’e hiçbir şekilde bağlanamayacak yabancı şirketler yaratma konusunda inanılmaz bir dizi olanağımız var," diyerek, "Tedarik zincirini lehimize etkilemek için sahte şirketler yerine sahte şirketler kuruyoruz. Biz bir hayal dünyası yaratıyoruz. Biz küresel bir prodüksiyon şirketiyiz. Senaryoyu yazıyoruz, biz yönetmenleriz, biz yapımcılarız, biz başrol oyuncularıyız ve dünya bizim sahnemiz." şeklinde konuştu.

CBS, operasyonun iki yıl önce çağrı cihazlarını da kapsayacak şekilde genişletildiğini bildirdi.

Mossad, o dönemde Hizbullah’ın Gold Apollo adlı Tayvanlı bir şirketten çağrı cihazları satın aldığını tespit etti. Patlayıcılarla donatılmış çağrı cihazlarında Gold Apollo adını kullanan sahte bir şirket kurdu ve ana şirket bunu fark etmedi.

CBS, Mossad’ın kullanıcıya zarar verebilecek güçte patlayıcılar yerleştirdiğini açıkladı.

Programda Gabriel adını kullanan ikinci ajan, "Minimum hasar olduğundan emin olmak için her şeyi birkaç kez test ediyoruz," dedi.

Mossad, gelen mesajların aciliyet duygusu yaratacak şekilde özel bir zil sesi seçti.

Gabriel, teşkilatın Hizbullah’ı kandırarak çağrı cihazlarını satın almasını sağladığını, reklam filmleri ve broşürler hazırlayarak bunları internette paylaştıklarını söyledi.

"Bizden satın aldıklarında, Mossad’dan satın aldıklarını bilmiyorlar," dedi. "Truman Show gibi bir şey yapıyoruz, sahne arkasında her şey bizim tarafımızdan kontrol ediliyor."

CBS, Hizbullah’ın Eylül 2024’e kadar 5 bin adet bubi tuzaklı çağrı cihazı satın aldığını bildirdi.

Mossad, Hizbullah’ın şüphelenmeye başlaması üzerine operasyonu İsrail tarafından tetikledi.

Patlamalar Lübnan genelinde şok dalgalarına yol açtı ve çağrı cihazlarının taşındığı her yerde, süpermarketler de dahil olmak üzere patlamalar yaşandı. Hastaneler, çoğu sakat kalmış yaralılarla doldu.

Gabriel, Hizbullah’ın o dönemdeki lideri Hasan Nasrallah’ın önünde de insanların kurban gittiğine dair "güçlü bir söylenti" olduğunu belirtti.

Günler sonra, Hizbullah hâlâ saldırının etkisindeyken, İsrail Hizbullah hedeflerine yoğun hava saldırıları başlattı ve ardından Lübnan’a karadan saldırdı.

Taraflar 26 Kasım’da ateşkes konusunda anlaşmaya vardı.

Lübnan, çağrı cihazı ve telsiz saldırılarını sert bir dille kınarken, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Turk, saldırıların kendisini "dehşete düşürdüğünü" söyledi.

Saldırıların yönteminin, "uluslararası insan hakları hukukunu ve geçerli olduğu durumlarda uluslararası insancıl hukuku ihlal ettiğini" ifade etti.

BBC