Avustralya’da yeni yasak gündemi: Şiddet içermeyen İslami Parti Hizb ut-Tahrir hedefte
Avustralya hükümeti, şiddet içermeyen İslami siyasi parti Hizb ut-Tahrir’i “nefret örgütü” kapsamında yasaklamak için yeni bir yasal düzenleme hazırlıyor. Parti ise bunun Filistin yanlısı Müslüman aktivizmi susturmaya yönelik siyasi bir hamle olduğunu savunuyor.
Avustralya İçişleri Bakanı Tony Burke, bakanlığına, şiddet içermeyen İslami siyasi parti Hizb ut-Tahrir Avustralya’nın terör örgütü olarak yasaklanmasını (proscribe edilmesini) sağlayacak bir yasa taslağı hazırlaması talimatını verdiğini açıkladı.
Hizb ut-Tahrir, Filistin’in özgürleştirilmesini ve İslami Hilafetin yeniden kurulmasını savunan, şiddet içermeyen bir İslami siyasi partidir.
İçişleri Bakanı Tony Burke’ün Avustralya’da partiyi yasaklama girişimi, Hizb ut-Tahrir’i yasaklamış olan birçok ülkenin arasına Avustralya’yı da katmış olacak.
Avustralya hükümeti, “İslamcı” olarak tanımladığı ve aşırı sağcı grupları hedef alan yeni bir yapılanmaya gitme kararı aldı. Bu kapsamda, İslam Devleti (IŞİD) veya El-Kaide gibi örgütleri yasaklayan mevcut terör listesi sistemine benzer şekilde, “nefret gruplarını” listelemeye yönelik yeni bir rejim oluşturulması planlanıyor.
14 Aralık’ta Bondi Plajı’nda Hanuka kutlaması sırasında meydana gelen ve 15 kişinin öldüğü eylemin ardından, Avustralya federal hükümeti “nefret örgütleri” ya da “antisemitik” olarak gördüğü gruplara karşı daha sert önlemler alması yönünde artan bir baskı altında kaldı. Buna rağmen Hizb ut-Tahrir’in Bondi Plajı saldırısıyla hiçbir bağlantısı bulunmuyor. Ancak parti, uzun süredir dünya genelinde İslamofobik ve İsrail yanlısı çevrelerin hedefinde yer alıyor.
İslami parti, kendisini yasaklamaya yönelik girişimlerin, tüm Filistin yanlısı aktivizmi kriminalize etmeyi amaçlayan daha geniş çaplı Siyonist taleplerin bir parçası olduğunu belirtiyor. Parti, hükümetin dayandığı gerekçelerin yalanlar ve ırkçı, İslamofobik klişeler üzerine kurulu olduğunu ve bunun vicdan sahibi herkes için kabul edilemez olduğunu savunuyor.
Tony Burke’ün yasak kararıyla ilgili açıklamaları
Tony Burke, bu hafta başında düzenlenen bir basın toplantısında şunları söyledi: “Hizb ut-Tahrir ve neo-Naziler olarak bilinen Ulusal Sosyalist Ağ gibi örgütlerden uzun zamandır duyduğum tiksintiyi daha önce de dile getirmiştim.”
Burke’e göre bu örgütler, “şiddet kelimelerini kullanmadan nefreti son noktaya kadar taşıyabiliyor ve bu sayede terör listesine alınmaktan kaçabiliyor.”
Burke ayrıca, mevcut terör örgütü tanımına girmeyen grupların da yasaklanabilmesi için yeni bir listeleme türü getirmeyi planladıklarını açıkladı.
Tony Burke, Hizb ut-Tahrir’in şiddet içermeyen bir parti olduğunu kabul etti. Ancak özellikle Bondi Plajı’nda Yahudi toplumunu hedef alan saldırının ardından, İsrail yanlısı çevrelerin Avustralya üzerindeki baskısı önemli ölçüde arttı.
Hizb ut-Tahrir’in açıklaması
Hizb ut-Tahrir Avustralya, partiyi yasaklama girişimini sert bir dille eleştirdi.
Partinin açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Bondi trajedisinin kurbanları daha defnedilmeden, bu ülkedeki Siyonist savunucular kendi anlatılarını belirledi ve talepler listesini sıraladı. Soruşturmalar henüz yeni başlamışken, bu çevreler, Netanyahu adlı savaş suçlusundan talimat alarak, tüm olayın yalnızca antisemitizm merceğinden açıklanabileceğinde ısrar etti.
“Bu çevreler daha da ileri gitti. Sorunun sadece antisemitizm olmadığını, ‘radikal’ İslam’a dayandığı iddia edilen tehlikeli bir tür antisemitizm olduğunu söylediler. Bu yanlış mantığın devamında, Bondi saldırısının sorumluluğu sadece eylemcilere değil, tüm Müslüman topluma yüklenmek istendi. Artık hepimiz şüpheliyiz; ta ki bu sözde ‘radikalizmi’ reddedene kadar. Siyonistlere göre bu ‘radikalizm’, soykırımı ve işgalci yapının bunu yapma hakkını kabul etmekten ibaret.”
Açıklamada ayrıca, sözde antisemitik saldırı dalgalarının daha önce de siyasi amaçlarla kullanıldığı, hedefin Filistin yanlısı ve özellikle ümmet merkezli aktivizmi susturmak olduğu ifade edildi.
“Protestoların, sembollerin ve hatta sloganların yasaklanması şimdiden başladı. Başbakan, Siyonist yapı ve ülkedeki uzantılarının yoğun baskısı altında bir karşılık vermek zorunda kaldı. Müslüman toplumun artık alışık olduğu şekilde, toplum bir kez daha kurban olarak sunuldu. ‘Radikal’ İslam, ‘radikal’ vaizler ve nefret söylemi gibi ifadeler açıklamalara süs olarak eklendi.”
Parti açıklamasında şu ifadelerle sona erdi: “Hizb ut-Tahrir’in söylediği ve yaptığı her şey bu ülkede tamamen yasaldır. Ancak Siyonistler bizi sevmiyor ve yıllardır hükümetlere bizi yasaklamaları için baskı yapıyorlar. Şimdi Bondi’yi, Müslüman toplum içindeki Filistin yanlısı aktivizmi susturmak için eşsiz bir fırsat olarak görüyorlar.
“Avustralya’da Hizb ut-Tahrir’i yasaklama planı ancak iki katmanlı bir hukuk sistemi oluşturularak hayata geçirilebilir. Başbakan buna işaret etti, İçişleri Bakanı ise bunu açıkça söyledi: Hizb ut-Tahrir’i yasaklamak için hiçbir yasal dayanak olmadığı halde, Müslüman toplumu doğrudan hedef alan tamamen yeni bir hukuki çerçeve oluşturulmak isteniyor.”



