Gazze’de ateşkes 81 gündür deliniyor: Bombardıman, sel felaketi ve siyasi gerilim
İşgalci İsrail’in Gazze’de ateşkesi ihlalleri sürerken saldırılar, ağır insani kriz ve Trump–Netanyahu görüşmesi öncesi derinleşen siyasi anlaşmazlıklar bölgedeki belirsizliği artırıyor.
İşgalci İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nde ateşkes anlaşmasını 81’inci gününde de ihlal etmeyi sürdürürken, kuzey Gazze’ye düzenlenen saldırılarda 3 Filistinli yaralandı. İşgalci İsrail’in topçu bombardımanını yoğunlaştırdığı, evleri yıktığı ve Gazze’nin farklı bölgelerine bir dizi hava saldırısı düzenlediği bildirildi. Öte yandan İşgalci İsrail, ABD Başkanı Donald Trump ile Binyamin Netanyahu arasında yapılacak görüşmenin, birçok başlıkta tartışma ve görüş ayrılıklarına sahne olacağını değerlendiriyor.
İşgalci İsrail'in bombardımanı sonucu, ateşkes anlaşması uyarınca geri çekilinen bölgelerden biri olan Gazze’nin kuzeyindeki Cibaliya Mülteci Kampı hedef alındı; saldırıda 3 Filistinli yaralandı.
Gazze kentinin doğu bölgeleri topçu ateşine maruz kalırken, Gazze Şeridi’nin güneyinde yer alan Han Yunus’un doğusuna da hava saldırısı düzenlendi. Ayrıca işgal savaş uçakları, Gazze’nin orta kesimindeki Bureyc Mülteci Kampı’nın doğu mezarlığı çevresini bombaladı. Bu saldırılar, birçok bölgeyi kapsayan süregelen bir askeri tırmanışın parçası olarak gerçekleşti.
Siyasi ve insani gelişmeler, ateşkes ihlallerinin devam etmesiyle birlikte daha da karmaşık bir hal alırken, anlaşmanın ikinci aşamasına geçilmesi için bölgesel ve uluslararası çabalar sürüyor. Mısır ise Filistin topraklarının birliğine bağlılığını yineleyerek, bölünmeyi pekiştirecek veya sahada yeni dayatmalar oluşturacak her türlü düzenlemeyi reddettiğini vurguluyor.
Gazze’de insani durum son derece kritik bir aşamaya ulaşmış durumda. Temel hizmetlerde ciddi bir çöküş yaşanırken, İşgalci İsrail’in yakıt, su ve yeniden inşa malzemelerinin girişine yönelik süregelen kısıtlamaları krizi daha da derinleştiriyor. Özellikle kuzey Gazze, belediyeler tarafından “felaket bölgesi” olarak tanımlanıyor.
Öte yandan şiddetli rüzgârlar ve yoğun yağışların etkili olduğu bir alçak basınç sistemi, Gazze Şeridi’ni vurdu. Bu durum, yerinden edilmiş sivillerin kaldığı çok sayıda çadırın sular altında kalmasına, bazılarının ise uçmasına neden oldu. Çocukların da aralarında bulunduğu aileler, soğuk hava koşullarında açıkta kalmak zorunda kaldı. Çadırları sabitleme girişimleri ise başarısız oldu.
Yoğun yağış, kuvvetli rüzgâr ve denizden gelen dalgalar nedeniyle, Gazze’nin güneyindeki Han Yunus kentinde de çok sayıda çadır sular altında kaldı. Sular, yerinden edilmiş ailelerin çadırlarına girerek geride kalan eşyalarını kullanılmaz hale getirdi. Temel yaşam koşullarının ciddi biçimde yetersiz olduğu bu ortamda insani sıkıntılar daha da arttı.
Daha önce Gazze’deki Hükümet Medya Ofisi, işgal güçlerinin ateşkesin yürürlüğe girdiği 10 Ekim 2025’ten 28 Aralık Pazar gününe kadar geçen sürede 969 ihlal gerçekleştirdiğini belgelediğini açıklamıştı. Bu ihlaller sonucunda 418 Filistinli şehit oldu, 1141 kişi ise yaralandı.
Medya Ofisi, pazar günü yayımladığı açıklamada Gazze’de yaşananları “yavaş ölüm” olarak nitelendirdi. Son 80 günde kaydedilen ihlaller arasında sivillere yönelik 298 doğrudan ateş açma olayı ve yerleşim alanlarına 54 askeri araç girişi yer aldı.
Ayrıca 455 bombardıman ve sivillerle evlerini hedef alan saldırı, 162 ev, kurum ve sivil binanın havaya uçurulması ve yıkılması vakası ile “hukuksuz” olarak tanımlanan 45 gözaltı olayı tespit edildi.
Siyasi cephede ise ateşkesin sonraki aşaması giderek daha karmaşık bir hâl alıyor. ABD ile İsrail arasında, Gazze’nin yeniden imarı mı yoksa silahsızlandırılması mı öncelikli olmalı sorusu üzerinden görüş ayrılıkları yaşanıyor. Bu konu, ABD Başkanı Donald Trump ile Binyamin Netanyahu’nun, Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşünden bu yana Washington’a gerçekleştirdiği altıncı ziyaret kapsamında yapacağı görüşmenin ana gündemlerinden biri olacak.
Buna paralel olarak İsrail basını, Netanyahu’nun Refah Sınır Kapısı’nı iki yönlü açma konusunu gündeme getirdiğini, ancak aşırı sağcı koalisyon ortaklarının baskısı nedeniyle bu adımdan geri adım attığını aktardı. Özellikle aşırı sağcı bakanlar Itamar Ben Gvir ve Bezalel Smotrich’in bu karara sert biçimde karşı çıktığı belirtildi.
İşgalci İsrail’in Kanal 12 televizyonu, Netanyahu’nun Trump ile görüşmesinden önce cumartesi günü yapılan siyasi-güvenlik toplantısında Refah Kapısı’nın iki yönlü açılmasını önerdiğini, ancak bazı parti liderlerinin itirazı üzerine bu öneriyi geri çekmek zorunda kaldığını, üst düzey siyonist yetkililere dayandırarak bildirdi.
Haberde, Refah Kapısı’nın iki yönlü açılmamasının, Beyaz Saray’ın işgalci İsrail’i Gazze’deki ateşkes anlaşması kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmekte oyalandığına dair kanaatinin nedenlerinden biri olduğu ifade edildi.
İşgal yönetimi, ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına yönelik müzakerelerin başlatılmasını, Gazze’deki son esirin naaşının teslim edilmesine bağlarken; Hamas ise Gazze’deki büyük yıkım nedeniyle naaşın çıkarılmasının zaman alabileceğini vurguluyor.
Trump–Netanyahu görüşmesinin bugün pazartesi günü yapılması ve esas olarak ABD yönetiminin Gazze’nin yeniden inşasına yönelik ikinci aşamaya geçiş çabaları, Lübnan ve Suriye ile yaşanan gerilimler ile işgalci İsrail’in İran’ın balistik füze kapasitesini yeniden inşa etme girişimlerine dair kaygılarına odaklanması bekleniyor.r.
“Yedioth Ahronoth” gazetesinin internet sitesi Ynet’e göre, Netanyahu’ya yakın kaynaklar, İsrail’in Gazze’ye ilişkin taleplerinin Trump’ın İsrail tarafından kabul edilen 20 maddelik planıyla uyumlu olduğunu savunuyor ve “şimdi bunun nasıl uygulanacağını görmemiz gerekiyor” diyor.
Haberde, uluslararası istikrar gücüne hangi ülkelerin katılacağının temel sorulardan biri olduğu belirtilirken, siyasi-güvenlik kabinesi toplantısında ABD’nin üç ülkeden Gazze’ye asker gönderme onayı aldığı bilgisinin paylaşıldığı aktarıldı. Netanyahu’nun bu gücün detaylarını Trump’tan dinlemesi ve Tel Aviv’in bakış açısına göre “Türkiye ve Pakistan’ın bu güce dahil olamayacağını” net biçimde dile getirmesi bekleniyor.
Ayrıca Netanyahu’nun, Hamas’ın silahsızlandırılmasına ilişkin ikinci aşamanın ayrıntılarını ve takvimini öğrenmek isteyeceği ifade edildi. Habere göre, bu konuda da görüş ayrılığı bulunuyor: ABD tarafı Hamas’ın ve Gazze’nin silahsızlandırılması için birkaç yıllık bir süre öngörürken, işgalci İsrail bunu aylar içinde tamamlamak istiyor.
Ynet’in aktardığına göre İsrail, ABD’nin Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına, son esirin geri dönmesi ve Hamas’ın silahsızlandırılmasına dair gerçek ve bağlayıcı taahhütler olmaksızın geçiş dayatmasından endişe ediyor.



