Katil İsrail ordusunun “Meşruiyet Hücresi”, Batı medyasıyla Gazze’deki suçları aklamaya çalışıyor
+972 dergisinin araştırmasına göre işgalci İsrail ordusu, “meşruiyet hücresi” adlı özel birim aracılığıyla Gazze’deki saldırılarını aklamaya çalıştı. Bu birim, gazetecilere yönelik hedeflemeleri ve savaş suçlarını meşrulaştırmaya yönelik propaganda yürütürken, Batı medyası da çoğu kez bu söylemleri yayarak İsrail’in suçlarına örtü sağladı.
Filistin merkezli Palestine Chronicle, İsrail dergisi +972’nin yayımladığı bir araştırmaya atıfta bulunarak, İsrail ordusunda “meşruiyet hücresi” olarak adlandırılan özel bir halkla ilişkiler biriminin kurulduğunu ve 7 Ekim 2023 sonrasında bu birimin rolünü gündeme taşıdı.
Araştırmaya göre bu hücre, ordunun saldırılarını meşrulaştıracak her türlü veriyi toplayıp İsrail’in resmi propagandasını yaymakla görevlendirildi. Amaç, gerçekleri çarpıtmak, uluslararası kamuoyunu yanıltmak ve özellikle Batı medyasının gündemini manipüle etmekti.
Gazetecilerin Hedef Alınması
Araştırmayı kaleme alan Yuval Abraham, hücrenin yalnızca sivillere yönelik saldırıları “istihbarat bilgisi” adı altında aklamaya çalışmadığını, aynı zamanda gazetecilere karşı sistematik karalama kampanyaları yürüttüğünü belirtti.
İddialara göre, Gazze’de gazetecilerin işgalci İsrail’in işlediği suçları ortaya çıkarması Tel Aviv’i öfkelendirdi. Hücreye yakın bir kaynak, uluslararası basının İsrail’in gazetecileri öldürdüğünü yazması halinde “hemen masumiyetinden şüphe duyulabilecek tek bir gazeteci bulunmaya çalışıldığını, bunun da diğer ölümleri meşru göstermeye yaradığı”nı itiraf etti.
Bu durum, İşgalci İsrail ordusunun kasıtlı olarak gazetecileri katlettiği, ardından “meşruiyet hücresi” eliyle gerçeği gizlemeye çalıştığı anlamına geliyor.
Batı Medyasının Rolü
Araştırmada, bu hücrenin faaliyetlerinin Batı medyasının Gazze savaşına yönelik tutumuyla örtüştüğü vurgulandı. Örneğin, CNN, Kasım 2023’te Şifa Hastanesi’ne yönelik işgalci İsrail'in operasyonu öncesinde, “Hamas’ın hastane altında karargâhı olduğu” iddiasını hiçbir kanıt olmaksızın yayımladı. Haberde isimsiz bir ABD’li yetkilinin ifadelerine yer verildi; iddia daha sonra Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından da desteklendi. Ancak İsrail’in baskınında böyle bir karargâh bulunmadı.
Benzer şekilde, Rantisi Çocuk Hastanesi’nde duvara yazılı bir takvim “militanların operasyon listesi” diye lanse edildi ve CNN bu söylemi manşetine taşıdı. Oysa kanıtlar asılsızdı.
Sonuç
Araştırma, İsrail’in savaş suçlarını örtmek için propaganda yürüttüğünü, Batı’daki ana akım medya organlarının da çoğu zaman bu propagandaya bilerek ya da bilmeyerek aracılık ettiğini ortaya koyuyor. Böylece İsrail, uluslararası kamuoyu nezdinde meşruiyet zemini kazanarak Gazze’deki askeri operasyonlarını sürdürdü.
Kaynak: Palestine Chronicle
