Mısırlı Gazeteci İsa: “Gerçek seçim olsa İslamcılar yine kazanır”

Mısırlı gazeteci ve televizyon yorumcusu İbrahim İsa, ülkesindeki siyasi sistemin, halkın iradesini yansıtacak gerçek seçimlerden kaçındığını belirterek, “İktidar, İslami hareketlerin yeniden yükselişinden korkuyor” dedi.

Televizyon programında konuşan İsa, “Rejim çok iyi biliyor ki, eğer özgür seçimler yapılırsa, devlet partisi karşısında gerçek bir muhalefet partisi ezici bir zafer kazanır” ifadelerini kullandı. Mısır’da devletin güvenlik açısından güçlü, ancak siyasi açıdan “kırılgan” olduğunu söyleyen İsa, “Ülkede ciddi siyasi partiler yok, rekabet edebilecek yapı kalmadı” dedi.

Gazeteci, “Bugün sokak özgür bırakılırsa, halk yine İslamcıları seçecek. Belki ‘İhvan B’ olur, belki sakal kesip bıyık bırakan yeni İslamcılar çıkar, çünkü bu ülkenin dokusu zaten kökten dindar,” diye konuştu.

İsa, siyasi alternatiflerin yokluğu nedeniyle devletin “atama ve temsilci sistemiyle” yönetildiğini savunarak, “Devlet bürokrasisi, serbest seçimlerde çoğunluğu alamayacağını biliyor” dedi.

Partilerin finansmanına da dikkat çeken İsa, “Bu partilerin bütçeleri nereden geliyor? Kim denetliyor? Neden biri parlamentoya girmek için 50-60 milyon pound ödüyor?” sorularını yöneltti. Ona göre, adayların çoğu halk hizmeti için değil, nüfuz ve servet koruma amacıyla siyasete giriyor.

İsa ayrıca, demokrasi yokken seçim istemenin “boş bir talep” olduğunu söyleyerek, “Ben seçim bile istemiyorum, çünkü demokrasi yok. Bu durumda atama, göstermelik seçimden daha iyidir,” dedi.

“2010 parlamentosu gibi bir modelin tekrarı reform getirmez,” diyen İsa, “O zaman hileli seçimler devrimi getirdi, şimdi aynı sistemi yeniden kurduk ama görünüşte işler yolunda. Gerçekte ise hiç de öyle değil,” ifadelerini kullandı.

Konuşmasını “Gerçek vatanseverlik, davul çalmak değil, gerektiğinde hükümete ‘hayır’ demektir” sözleriyle bitiren İsa, eleştirinin milli sorumluluğun bir parçası olduğunu vurguladı.

Mısır’da muhalefetin büyük ölçüde bastırıldığı, İslami, solcu ve liberal birçok ismin hâlen hapiste olduğu ya da ülke dışında yaşadığı biliniyor. Ülkede tam bir siyasi durgunluk hâkim ve yürütme erki kamusal alan üzerinde tam kontrol sağlıyor.